Hayatın akışında dikkatten kaçan konuların yeniden gündeme getirilmesi açısından harika bir kaynak

Kumkurdu Serisi Seti
Kumkurdu Serisi Seti

Kumkurdu, her çocuğun yalnız dünyasındaki hayali arkadaşı diyebiliriz. Baskıladığı veya baskılanan düşüncelerin sığınma noktası, ses alanı, yaşam merkezi… Büyüdükten sonra hemen hemen hepimizin çok pis bir huyu var: çocuk olmayı unutmak. Bizler çocukken neyde ne kadar bocaladığımızı, bazı soruları sormayı neden ve nasıl bıraktığımızı unutmuş gibi yaşıyoruz ve bu da tıpkı Kumkurdu’nun dönüşüm hikayesinde olduğu gibi her seferinde başka bir şeye evriliyor. Yani önce dağa dönüşen Kumkurdu, volkana dönüştüğü zaman bir dağ gibi davranamıyor artık. Bizler dahi okuyucu olarak Kumkurdu’nu kumkurdu olduktan sonra tanıdığımız için dağ olarak hayal edemiyoruz.

Geleceğin temeli atılıyor çocuk eğitiminde. Bencil kararlarla hayata dahil edilen çocukları öylece kendi haline bıraktığımızda, nelerle boğuştuğunu görmemiz açısından fena bir örnek sayılmaz aslında bu kitaplar. Elbette eleştirel düşünceye teşvik eden ve çocuklara arkadaşlık edecek bir seri aynı zamanda. Bu anlamda alınması ve hediye edilmesi kesinlikle tavsiye edilebilir. Hatta çocukları düşünmeye zorlayan kitaplar tercih edin ki, tek başına broşür dahi okusa alt metnini görebilsin.

Yetişkinler olarak sırtımızda geleceğin sorumluluğunu taşıyoruz. Çocukların sorularına verdiğimiz cevaplar onlarda bir iz olarak kalıyor. Eksiklikler, kimi zaman derin travmalara neden olabiliyor. Özellikle ebeveynler, çocukların onları ebeveyn dışında bir kimlikle göremediğini bilmeli. Yoğun çalışıyorsanız “yoğunum, çalışmam lazım,” demek yeterli değil. Çünkü, çocuğun dünyasında bunun bir karşılığı yok. Çalışmanın farklı motivasyonları olduğunu veya paraya ihtiyaç duyduğunuzu, her şeyden evvel paranın dünyadaki yerinin farkında değil. Onu hayatınızın içine gerçek anlamda alıp ebeveyn değilken neler yaptığınızı göstermelisiniz. O zaman, bunun kendisiyle ilgili bir mesele olmadığını ve hayatın içinde bunun dışında da var olduğunuzu görecektir. Kendinize sorun. Ebeveynlerinizin anne veya baba -veya her ne konumdaysalar- ilk kez ne zaman bir insan olduğunu, hatalarıyla doğrularıyla belli bir yaşam tarzı benimsediğini ve hatta aslında bu kaynaktan gelen her bilginin doğru olmayabileceğini ilk ne zaman fark ettiniz? Buradan pay biçin. Ne kadar erken görülürse o kadar iyi. Çocuklar yetişkin hayatında bu duruma dahil olunca, büyük fedakarlıklar yapıp ona iyilik yapmış olmuyoruz. Çocuklar er ya da geç bunu öğreniyor. Geçişin çok sert olmaması için ilk andan “nasılsa çocuk” mantığıyla hareket etmemek gerektiğini düşünüyorum. Çocuğun düşünebilen, karar alabilen ve en önemlisi hayatına şekil verip bir kalıp yaratan bireyler olduğunu hatırlayın. Kitapta da olduğu gibi çocukları sorularla baş başa bırakmamalı. Eğer kendinize zaman ayırmaya ihtiyaç duyuyorsanız, çocuğunuza bunu verebiliyor olmanız lazım. Birey olarak sizi görmesini sağlayın. O zaman bu kitaptaki çoğu konuda bir Kumkurdu’na ihtiyacı kalmaz. Eminim ki, bu kitabı okuyup da çocuklarını ne derin bir yalnızlığa mahkum ettiklerini görenler, en az benim kadar üzülecekler. Çözüm hem de söylediğim kadar basitken…

Bu kitapta, hem çocuğa hem de yetişkine dışarıdan bakma fırsatı bulabiliyorsunuz. Öz eleştiri yapılırsa pek çok şeyi değiştirme, güzelleştirme, ruhu özgürleştirme gücü var bu serinin. Çocuklara verdiğiniz cevaplar sizin açınızdan yeterli gibi görünebilir. Ancak, onun sizin sahip olduğunuz yaşanmışlığa sahip olmadığına dair bir aydınlanmaya ihtiyacınız oluyor her zaman. Hayatın akışında unutuverdiğimiz o soruları, belki yetişkin olarak kendimize sormak ve vazgeçtiğimiz sorulara yanıt bulmak bizim de hoşumuza gider. Zıt kavramlar üzerine yeniden düşünmek hayatta pek çok şeye yeniden bakmaya, bazı şeyleri daha net görmeye neden olabilir. Aşk, ölüm, ikili ilişkiler gibi yetişkinken bile içinde kaybolduğumuz soyut kavramları, bir çocuk gözüyle yeniden görmek içinizdeki çocuğa dokunuyor.

Kumkurdu Zackarina’yı hayata hazırlayan sensai, bir bilge rehber edasıyla sakince pencere açıyor ona. Yalnız burada ufak bir uyarı yapmak isterim. Ben Kumkurdu’nun dominantlığının Zackarina’nın kendini tanımasına, olayları kavrama noktasında sesini bulmasına engel olduğunu düşündüm çok kez. Yani çocuğunuzla sesli okuma yapıp, bölüm sonlarında sorular sorarak o Kumkurdu olsaydı nasıl cevap verirdi, Zackarina gibi merak ettiği şeyler var mı gibi sorularla tek yönlü düşünceyi benimsemeyi, karar aşamasında birine bağlı olma eğilimini bir nebze de olsa engellemiş olursunuz. Bu, gözlem yapmak ve unutulan, hayatın akışında dikkatten kaçan konuların yeniden gündeme getirilmesi, farkındalık yaratılması açısından harika bir kaynak ama düşünce meselesi biraz tehlikeli. Dışa bağımlı olması, özgürleşmenin önünde engel.

Kapak tasarımı inanılmaz çekici, zengin. Zaten orijinalinden birebir alınmış. Ancak boyut açısından çocuk için de yetişkin için de ideal. Okuması çok keyifliydi. Çeviri oldukça kaliteli. Kesinlikle alınca üzmeyecek cinsten bir seri.

Nurçin Metingil

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here