Algılama Biçimleri, Yaşam Öyküleri ve Bunun Kişisel Sağlık Üzerindeki Tezahürü…

İnsan Neden Hasta Olur?
İnsan Neden Hasta Olur?

Kitapla ilgili yorumuma başlamadan önce kitabın dar bir okur kitlesine hitap ettiğini ifade etmeliyim. Hastalıkları, dahası insanın psikolojik bileşenlerinin organik/bedensel hastalıklar üzerindeki rollerini merak ediyorsanız; psikosomatik bozukluklara özel bir ilginiz varsa bu kitap sizi cezbedebilir. Aksi takdirde bu alana dair hususi bir ilginiz yoksa kitabın size vereceği şey: “organik hastalıkların oluşum süreçlerinde illa ki hastanın psikolojik arka planını da bir incelemeye tabi tutmalıdır” farkındalığından ibaret olacaktır. Zira eser çoğunlukla psikosomatik bozukluklara ilişkin yapılmış deneylerin, yazılmış vaka/kontrol çalışmalarının ve bunların yorumlamasının bir derlemesi niteliğinde. Kişilerin sağlık sorunlarını değerlendirirken temel bir algoritmik yaklaşım oluşturacak bir tasnifleme yok, çok dağınık bir anlatım ortaya çıkmış ancak doyurucu sayıda örnek var.

Okurken bu tarz bilimsel iddia taşıyan kitapların mühim bir handikapı çıkıyor karşımıza; verilen örneklerin çokluğu bir yerden sonra ortaya konulan iddiayı, diğer tüm nedenleri ihmal edecek kadar çok fazla önemsememize yol açıyor. Hastalıkları oluşturan nedenler arasında psiko-sosyal etmenler büyük rol oynuyor. Ancak günümüz tıbbında, özellikle de kendi ülkemizin adeta bir kaos içeren tababet ortamında bu etmenlere verebileceğimiz önemin çok sınırlı olduğunu, olmak zorunda olduğunu çünkü, bütünlüklü bir değerlendirme için ne vakit ne yeterli iş gücü olmadığını göz önünde bulundurmak gerek. Kitabın sistemi suçlarken sistemin en masum unsuru olan sağlık çalışanlarının kısıtlılıklarını ihmal ederek yargıda bulunduklarını hissettim.

Kitabın amacının zaten bir iddia ortaya koymak ve bunları kanıtlarıyla anlatmak olduğunu bilsek de, sistemin tüm açmazlarını kendi ortaya koyduğu tez ve farkındalıkla çözülebilirmiş ve her şey bundan ibaretmiş gibi göstermesi bir tababet mensubu olarak beni rahatsız etti. Günlük pratiğimizin öyleyse %90’ı çöp gibi bir durum ortaya çıkıyor. İddiasına fazla bağlı kalmış ve haddinden fazla inanmış bir eser olarak düşündüm.

Öte yandan şunu da itiraf etmeliyim ki; kitaptaki vakalar ve onların yaşam öykülerinin duygudurumlarıyla olan ilişkisi beni epey şaşırttı ve etkiledi; üstüne gidildiğinde, vakit ayırıldığında ve hastalar bir başka gözle yeniden ele alınmaya başlandığında bildiklerimizin ötesinde şeyler ortaya çıkabilir. Ancak maliyet/yarar analizi yapacak olursak. Her hasta için ayrılacak bu kadar vakit ve efor; sürekli yaşlanan ve bu nedenle hasta olan dünyayı düşündüğümüzde pek sürdürülebilir gözükmüyor.

Çeviriyi nitelikli buldum; tıbbi terimlere getirilen açıklamalar güzel; kaynakların kitabın sonunda verilmesi de sayfaları dipnota boğulmaktan kurtarmış. İlgilisi için epey tatmin edici bir çalışma olmuş.

Hüseyin Furkan Karamekik

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here