Hayat yanıt veremediğimiz sorularla doludur

Tepenin Laneti
Tepenin Laneti

Tepenin Laneti: Verdon’un muazzam serisinin yedinci ve sanırım son kitabı. Her yeni vaka ile uyanan adrenalin duygusu, delil arayışı, insanların eylemlerine yönelik motivasyonlarının analizi onun yaşam kaynağı. Kimin mi? Dave Gurney‘in… Her seferinde New York City Cinayet Masası’ndaki işinin bittiğini düşünse de hayatın akışı onun rutinini altüst etmek için fırsat kollar. Dave yarı emeklilik hayatında bir eş olmaya da çabalar, Madeline ise onun bu hayatını daha kabullenilir bulmaya başlar ve kendilerine yeni bir yol çizer. Bana göre bu hikayeyi özel kılan iki şeyden biri Dave’in Madelein’le aralarındaki ilişkinin ilerleyişi. Diğer özel nedeni ise karmaşık bir labirentte anlam çıkarma konusunda usta olan emekli dedektif Dave’in olayların ortasında sonu gelmez gibi görünen bir cinayetler silsilesini çözmek için üşenmeden, büyük bir iştahla işe koyulması. İçinde beşten fazla ölü insan bulunan ve karmakarışık cinayetlerin çözülmesi beklenen bir hikayeye göre kolay okunan, sürükleyici ve akıcı bir kitap.

Küçük, sessiz, karakteristik ve cennet gibi bir Larchfield topluluğu önde gelen üyesi Angus Russell’ın malikanesinde ölü bulunmasıyla ve ilk kanıtların suçlu gösterdiği Bill Tate’in önceki gün elim bir hadise sonucu ölmesiyle işler daha çok sarpa sarar. Polis ekipleri de vakanın paradoksunu fark edince kafaları karışır ancak aynı zamanda şüphelinin akıbetinin onun hiç de iyi niyetli olmadığı hatta çok tehlikeli olduğu da herkes için açıktır. İşin en ilginç yanı ise bunun ardından işlenecek birçok cinayetin sorumlusunun da Tate gibi görünmesi. Bu kapalı ve ayrıcalıklı topluluğun üyeleri için cehenneme dönüşen, dünyevi bir cennetin önde gelen isimlerini ayrım gözetmeden öldüren, paranoyak bir katilin karşısında tepki vermek konusunda çaresiz kalırlar. Olaylar ilerledikçe bu kasabanın sakinlerinin acıları ortaya çıkar. Göz alıcı Larchfield her yeni cinayetle ışıltısını biraz daha kaybederken, yazarın kullandığı ince ironiler ve nabzı sürekli yüksek tutmayı başaran gelişmeler, vakanın ilerleyişini daha sürükleyici hale getirir.

İyi bir kara dedektif macerası olması yanında yaratıcı, heyecan verici bir polisiye gizem filmi havasında ve hatta John Verdon‘un polisiye kurgu alanında ve aynı zamanda fanatik okuyucularının kalplerinde haklı olarak özel bir yere sahip olduğunu doğrulayan bir kitap. Verdon’un kitaplarını bu kadar taze ve orjinal kılan şey eksik parçaların farklı yönlere çevrilerek, karakterlerin bir sonraki hamlelerini tahmin etmeye çalışarak inşa edilmiş olması. Hikaye dini fanatikleri, büyücülüğü, kargaşayı ve birçok ses getiren güncel olayları içeriyor. Bu seride okuduğum her kitap, zekice olay örgüsü ve harika karakterleriyle beni büyüledi. Serinin diğer kitaplarını okumadıysanız lütfen bunu okumadan önce serinin sıralamasını takip edin, derim. Bu kadar keyifli bir seriyi oluşturup, her kitabında nabzı yüksek tutarak merakla okumama vesile olduğu için John Verdon’a minnettarım. Keyifli okumalar dilerim.

Fulya Yılmaz

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here