Toplu Taşımalarda Okuma Eylemi

Şehirle mücadele halindeyken giriştiğimiz bir tür başkaldırıdır okumak. Gün geçtikçe hissizleşen şehir sarmalında gidip gelirken, satırlarda ararız bir çıkış yolu. Günü devirmiş yorgun bedenler arasında yaptığımız her kısa yolculuk bunun için bir fırsattır aslında.

Evet, vagonların uğultusu ya da bir yığın akşam dedikodusu eşliğinde dikkatinizi toplayıp bir kitaba eğilmek elbette zordur. Belki binilen duraktan varış yerine kadar aynı sayfayla bakışır durursunuz. Ama bu çoğu kez boş bir noktaya mânasızca odaklanmaktan çok daha iyidir. Başınızdaki kalabalığı ya da geç kalan vagonu dert edinip, şehirle devamlı didişme halinde olmaktan da… İhtiyacımız olan bir kelimedir belki sadece… Onu bulmak içindir bunca ısrar. Ya da sayfaların arasında geçecek bir geceye hazırlamaktır yıpranmış zihni. Bir iradeyle kitabı açabilmektir mesele. Etraftaki herkes okuduğunuz kitabın bir dekoru, motifi haline dönüşür birdenbire. O vakit zaman bütün niceliğini yitirir belleğinizde.

İnsana ve eşyaya dolaysızca temas edebileceğiniz berrak bir pencere açılmıştır önünüzde.

Bir hikaye ya da romanın içinde sürükleniyorsanız ayakta veya oturuyor olun hiç farketmez, en talihli ve zahmetsiz yolcu sizsinizdir muhtemelen. Hatta varış durağı yaklaştıkça üzüntü duymanız hasebiyle en tuhaf yolcu da sayılabilirsiniz.

Uzun bir güzergah, yoğun bir hat, kalabalık bir saate denk geldiyseniz ve oturmayı başardıysanız mutlaka yerinize imrenen yaşlı teyzeler de olacaktır. Elbette normal şartlarda onlara yer vermek bizim toplumumuzda saygının karşılığıdır. Ancak şu var ki ‘su içene yılan bile dokunmaz’ tezi, toplu taşımada ‘kitap okuyana’ biçimine evrilmelidir size göre. Hem yaşlı teyzelere yer verebilecek kitap okumayan birileri mutlaka olmalıdır orada.

Elinizdeki kitap romansa, az sonra belki de heyecanlı bir yerinde okumanın kesileceğini bildiğinizden yemeğin ortasında çalan münasebetsiz telefon gibi huysuzluk verir bu zorunlu mola. Bindiğiniz ulaşım aracının kapısından dışarı çıktığınızda kitap bitmiştir ama okuma devam eder. Metrodan indiyseniz hala biraz şansınız var demektir. Yürüyen merdivenler sizin için uzatma dakikaları olacaktır.

Hikâye kitapları ise bu kısa yolculuklarda en fazla tatmin edici olanıdır. Yerine göre birkaç kısa hikayeyi devirme fırsatınız vardır. Örneğin Sait Faik hikayeleri gibi sürükleyici bir dilde yazılmışlarsa eğer bitiremeseniz bile kitabı yarılamanız mümkündür. Bu duygunun kitap meraklıları için ne kadar değerli olduğunu anlatmama gerek yok sanırım.

İşte bütün bu duygulara sebep olan fârika ‘toplu taşıma araçlarında kitap okuma’ tutkusudur. Bilmem nereden nereye giderken bir metro hattında başınızı kitaba gömüp satırlara dalmışken, bu tutkuyu nazikçe sizden müsaade isteyip fotoğraflayan bir ekip var İstanbul’da.

Not: Fotoğraflar www.istanbulokurken.com sitesinden alıntılanmıştır.

Bu içerik Selçuk Uzman tarafından hazırlanmıştır.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here